expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

Takip Edin...

29 Aralık 2013 Pazar

Elmalı Profiterol

   Merhabalar Canlar ,
  Bir yılın daha sonuna gelmek üzereyiz …İyisiyle güzeliyle , acısıyla , tatlısıyla koca bir yıl daha geçti ömrümüzden… Sevindik , üzüldük derken gözümüzü açıp kapar gibi  koca bir yılı daha geride bıraktık nihayetinde…

   ALLAH hepimize sağlık ve mutluluk dolu güzel günler geçirmeyi nasip etsin…Hayatımın en keyifli bir o kadar da hastalık ve ölümlerle dolu yılıydı diyebilirim …Sevdiklerimizden birer yıldız gibi kayıp gittiler bütün ölmüşlerimiz nurlar içersinde yatsın …

  Dilerim 2014 benim yılım olur hastalıksız anneciğimin sağlık durumunun rayında olduğu bir yıl…

 Acıları , hüzünleri ertelediğim mutluluk ve sevinçleri sonuna kadar tadını çıkara çıkara yaşadığım yeni bir yıl umut ediyorum sağlık ve afiyetle…Yeni yıl hepimize kutlu olsun tüm dileklerimiz gerçekleşsin inşallah…

  Ertelediklerimizi öne aldığımız yeni dostlar yeni umutlar ve yeni mutluluklarla dolu güzel bir yıl diliyorum hepimize…

  Bazen insan hayatına tesadüflerle giren insanlardan gelecek bir tebessüm, güzel bir söz, bir gülüş , bir dokunuş bekler … Hayatıma dokunan ve hayatına dokunduğum yollarımın bir yerlerde kesiştiği herkez için mutluluk  bol bereket ,bol kazançlar diliyorum…
Lütfen farkındalıklarımızın farkında olalım ve etrafımızda olup bitenlere duyarsız kalmayalım… Sevgilerimle…

  Basit ve bir o kadar da lezzetli tarif var sırada sevgili takipcanlarım canınız çektiği anda hiç tereddüt etmeden evdeki ve eldeki verilerimizi değerlendirdireceğimiz pratik bir lezzet yumağı elmalı profiterol haydi bakalım sizlerde şayet bu güzel mutluluk verici tatlıyı denememişseniz mutlaka yapmalısınız diyorum ve tarifimi paylaşıyorum…



 
       Malzemler

  • 3 adet elma
  • 1 çay bardağı ceviz içi
  • 1/2 çay bardağı hindistan cevizi
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1,5 yada 2 paket pötibör bisküvi
 
      Sosu İçin

  • 1 paket krema (200 ml)
  • 200 gr bitter kuvertur çikolata
      Üzeri İçin
  • Antep fıstığı yada hindistan cevizi 



    Yapılışı: Elmalarımızı yıkayıp kabuklarını soyduktan sonra rendenin kalın tarafıyla güzelce
karıştırma kabımızın içersine rendeleyelim bisküvilerimizi elimizle parçalayalım …Tarçın ,ceviz ve hindistan cevizini de ilave edip güzelce karştıralım bisküvi ölçüsü elmamızın büyüklüğüne göre değişiklik gösterebileceğinden tam olarak ölçüsünü yazmadım …




   Elde ettiğimiz karışımdan ceviz büyüklüğünde toplar elde ettikten sonra kremamızı kaynama noktasına geldiğinde kapatıp küçük parçalara ayırdığımız bitter çikolatamızı içersinde spatula yardımıyla karıştırıp pürüzsüz bir sos elde ediyoruz ve elmalı toplarımızın üzerine döküyoruz…



    Arzunuza göre isterseniz üzerine fıstık yada hindistan cevizi file fındık yada badem de dökerek servis edebilirsiniz...Ayrıca sosunda dilerseniz hazır çikolata sosu kullanabilirsiniz…Ben krema ve çikolatanin birleşiminden oluşan ganajı çok sevdiğimden sürekli sos olarak onu kullanıyorum tercih sizin ayrıca içersine ceviz yerine fındık da kullanabilirsiniz yada bisküviyi kakaolu tercih edebilirsiniz tamamen sizin damak zevkinize bağlı …Keyif içinde yemeniz dileğiyle…

Afiyetler Olsun...

28 Aralık 2013 Cumartesi

MACARON… Makaron

  Macaron yıllardır severek ve hatta bayılarak yediğim bir lezzet... Tariflerin çeşitlilik göstermesinden dolayı  genelde okuduğum tariflerde çok zor olduğuna o kadar inandırdım ki kendimi her seferinde bu güzel lezzeti ertelemek durumunda kaldım ama dün bir cesaret Bismillahirrahmanirrahim diyerek içersine bir de sevgimi katarak başladım yapmaya tabi ölçülendirmeye dikkat ettim eeee hassas teraziyi boşuna almamıştım nihayetinde arada bir işime yarasın dimi ama…


  Bazı tariflerde derece oda ısısı filan çok dikkat edilmesi gerektiği hususunda çok tenkitler olmasına rağmen olursa diyerek başladım ama oldu belki acemi şansı belki biraz dikkat tabiki kullandığım malzemeler oda ısısnda olması fırın ayarı filan hepsi denk gelmiş olabilir ama ben oda ısısını ölçmedim lakin ev bi hayli sıcaktı grip oluşumdan dolayı buda bir etken olmuş olabilir çatlamaması açısından elbette şansıma diğer denemelerimde de sizlerle yaptığım başka tarifleri de paylaşırım şayet diğer denememde de başarılı olursam tarifim kesinlikle bu olacaktır ve değiştirmeyi de düşünmüyorum…Aslında şekeri bana biraz fazla geldi diğer denememde azaltmayı düşünüyorum dediğim gibi bu ilk denemem olduğundan tarife sadık kaldım hüsrana uğramamak açısından...

   Nihayetinde ben bir ev hanımıyım ve herhangi bir iddaya sahip değilim sadece yaptım ve oldu…Evet daha fazla uzatmadan gelelim tarifimize...


       Malzemeler

  • 50 gr badem tozu yada file badem 
  • 100 gr pudra şekeri
  • 2 adet yumurta akı
  • 1 tutam tuz
  • 5 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 adet vanilya çubuğu 
  • 3 damla Dr. Oetker badem aroması bunu kullanmak benim tecihim siz kullanmıyabilirisiniz
  • 3 damla mavi gıda boyası
       İç Malzemesi İçin
  • 100 gr beyaz kuvertur çikolata
  • 100 gr krema 
  • 2 damla mavi gıda boyası 

  Yapılışı: Öncelikle badem tozunu rondodan geçirerek toz haline gelmesini sağladım…Bazı tariflerde badem unu kullanılmış ama çok aramama rağmen ben bulamadım bakmadığım büyük market kalmadı Eminönünde bile sordum yok dediler sanırım özel bir yerlerde satılıyor ve ben ulaşamadım…

  Tartıda ölçtükten sonra pudra şekerini de badem tozuna ilave edip rondodan geçirdikten sonra bir başka kabın içersine eleyerek bir kenarda beklettim…Yumurta aklarını bir tutam tuz ve şekerin yarısını ilave ederk çırpmaya başladım ardından şekerin kalan yarısını da ilave ettim ve kar beyaz olana dek çırpmaya devam ettim …

  Ben yumurtaların çırpılma aşamasında gıda boyasını ilave ettim ama toz gıda boyası kullanıyorsanız şayet badem ve pudra şekerini eledikten sonra boya ilavesi yapabilirisiniz…Yumurta akımız yani merengimizin oldukça katı bir kıvama gelmesi gerekiyor kaşıkla kesilebilecek kıvamda…Ayrıca hep aynı yöne çırpmaya dikat edelim merengimizi ...Çırpma işlemini bitirdikten sonra elemiş olduğumuz badem ve pudra şekeri karışımımızı yumurta akımıza spatula yardımıyla güzelce karıştıralım alttan yukarı doğru ve yumurta akımızın sönmemesine dikkat ederek yavaşça karştıralım lütfen…Bu aşamada yine benim tercihim 3 damla badem aroması ve vanilya çubuğunu sıyırarak ilave ettim yoğun badem ve vanilya tadı almak istediğimden dolayı siz kullanmayabilirisiniz…



  Elde ettiğimiz macaron  karışımını sıkma torbamıza yerleştirelim ve düz uc kullanalım …Önceden hazırlamış olduğumuz yağlı kağıt serilmiş fırın tepsimize 2-3 cm aralıklarla yuvarlak olarak sıkın ve bir defada sıkmaya gayret gösterin…Sıkma torbasındaki tüm malzemeyi bitirdikten sonra tepsimizi tezgaka 3-4 defa hafifçe vuralım ki macaronlarımız pürüzsüz olsun içersinde hava kabarcıkları varsa bile bu işlem sırasında kalmasın diye ayrıca düzgünce yayılmasını da sağlamış oluruz… Bu aşamayı da bititrdikten sonra 1-2 saat kadar üzeri hafifçe kabuk tutup kuruyana  kadar dinlenmeye bırakıyoruz macaronlarımızı… Fırın ısısını 170 C ye getirerek 10-12 dakika kadar pişiriyoruz …Pişirdikten sonra fırından çıkartır çıkartmaz macaronlarımızı tepsiden almaya kalkmayın biraz bekletin soğusun ve  güzelce soğuduktan sonra spatula yardımıyla yağlı kağıttan ayıralım ve büyüklüklerine göre eşleştirelim macaronlarınız kremasıyla buluşmaya hazır durumdadır…


  Kremanın Yapılışı: Kremamızı sos tenceremize alıp kaynama noktasına gelinceye kadar ısıtalım ardından parçalara ayırdığım beyaz kuvertur çikolatamızı ilave edelim bu aşamada gıda boyasını da ilave edelim ve güzelce karştıralım…Pürüzsüz kıvam elde edene kadar spatula yardımıyla karıştıralım ve koyulaşması için soğuttuktan sonra buzdolabında bekletelim…Dilerseniz önce kremayı hazırlayıp macoronların dinlenme aşaması sırasında kremamızın soğuması için dolapta bekletebilirsiniz…

  Soğuyan kremamızı isterseniz spatula yardımıyla dilerseniz yine sıkma torbasına alarak macaronların ortasına sıkarak diğer macaron kurabiyemizi üzerine hafifçe bastırıp dairesel bir hareketle yayabilirsiniz ama çok dikkatli olun lütfen fazla bastırmayın kırılmaması açısından …Tüm macaronlarımız bitene kadar bu işlemi uygulayıp mutlu son aşamasına gelebilirsiniz afiyetler olsun efendimmmm….


 Not: Gıda boyası kullanmak istemezseniz kakao ve bitter çikolata kullanabilirsiniz… Benim ilk yaptığım   makaron ablamın doğum günü olduğu için ve ablamın maviye olan tutkusundan dolayı bu renk olmasını tercih ettim…Yoksa mutlaka pembe yapardım malum pembe benim rengim…

25 Aralık 2013 Çarşamba

Dimes 'le Dört Mevsim ...

   Merhabalar dostlar geçtiğimiz haftalarda Tavsiye Evi 'nden aldığım davet üzerine çok güzel bir etkinliğe katıldım…Eğer Sizde Halen Tavsiye Meleği Olmadıysanız mutlaka Tavsiye Evine üye olmalısınız…Ve güzel günler ve projelerde buluşmak isterseniz sadece bir tıkla Tavsiye Evi 'ne üye olup formu doldurmanız yeterli hanımlar…

   Çok keyifli ve boooollll vitaminli bir gün geçirdim ve çok güzel bilgiler edindim bu etkinlikte … Dimes 'le yıllar öncesinde bir uçak seyahatinde bize ikram edilen portakal suyunun doğallığına ve tadına annemin hayran kalması üzere hostese meyve suyunun markasını sorduğumda tanıştım ve o gün bu gündür meyve suyu tükettiğim zamanlarda ilk tercihim olmuştur…

    Dimes Taze Sıkma 'da bu güzel markanın en yeni ürünlerinden ve gerçekten dalından koparılıp sıkılmış taptaze bizlere sunulmuş bir lezzet denemeyen kalmasın derim ve bu güzel etkinlikten güzel karelerle sizleri başbaşa bırakıyorum…

  Tavsiye Evi bu güzel gün için bizlere harika bir masa hazırlamış ve bütün kızlar toplanıp o güzel masanın başında güzel sohbetler eşliğinde neşemize neşe katıp yedik içtik eylendik…Emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi gönderiyorum…Sevgilerimle…





24 Aralık 2013 Salı

Davet Sofraları 4

  Evet sevgili takipcanlarım aslında yayınlamam gereken ve her seferinde unutmuş olduğum davet sofralarımdan birini paylaşmak istedim bugün sizlerle…

  Yıllardır görüşmediğim dostlarımı ağırladığım bu çay davetimde neler yapmışım bir bakalım…





Pembe yine benim vazgeçilmezim onca masaörtüm ve peçetelerime rağmen her masa hazırladığımda elim pembeye gidiyor sanki dünyada başka renk kalmamış gibi…Bu arada bir çay bardağında kaşık olmamasının sebebi prensesimin şeker kullanmamasıdır belki dikkatinizi çekebilir. Belitmek istedim...








     Davet  Menümdeki Lezzetler…

         Tarifleri İçin Tık tık...

                                          Ispanaklı Peynirli Poğaça



                                         
                                         Cevizli Kurabiye




                                         Çikolatalı Brownie Kurabiye
                                        
                                         


                                         Kısır





                                          Patatesli Rulo Börek



                                          Cocostar 



                                          Çikolata Ganajlı Mozaik Pasta


23 Aralık 2013 Pazartesi

Semizotu Salatası...


    Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır demiş atalarımız işte benimde salatalarda sağlıklı olduğunu bildiğim halde çiğ yiyemiyorum malesef ve tariflerimi de kendi yaptığım şekilde vermeye çalışıyorum…

   Semizotu hepimizin bildiği ve sevdiği sebzzelerin başında geliyor mayhoş tadı ve lezzeti sayesinde yemek ve salata olarak çok sık tüketiriz bugün sizlere bu basit ve lezzetli tarifimi paylaşıyorum blogcanlarım…




        Malzemeler
  • 2 bağ semizotu 
  • 1 kase yoğurt
  • 2 diş sarımsak
  • Tuz
  • Pul biber
     Yapılışı :Bol su ile yıkayıp temizlediğimiz semizotunu sirkeli suda beklettikten sonra durulayıp istediğimiz büyüklükte doğradıktan sonra tenceremize koyup orta hararetteki ocakta haşlayıp suyunu süzelim…Ardından sarımsaklı yoğurt hazırlayalım ve soğuyan semizotumuzu ilave edip karıştıralım ve servis edelim… Siz seviyorsanız semizotlarını haşlamadan yapmayı tercih edebilirsiniz…




Afiyet Olsun...

13 Aralık 2013 Cuma

Kaymaklı Ayva Tatlısı...

    Sizlere Hayırlı Cumalar dilerim Sevgili Blogcanlarım…


      Malzemeler

  • 4 adet ayva
  • 2 su bardağı su
  • 2 su bardağı şeker
  • 3-4 adet karanfil
  • 1 adet cubuk tarçın
  • Ayvanın çıkarmış olduğumuz çekirdekleri
  • 1-2 damla kırmızı gıda boyası
  • Kaymak
  • Süslemek için antep fıstığı yada ceviz
   Yapılışı: Ayvalarımızı yıkayıp soyalım … Ortasından  2' ye bölüp, çekirdeklerini çıkaralım pişerken kullanacağımız için çekirdekleri atmayalım…Geniş bir tencereye hazırladığımız ayvalarımızın oyduğumuz kısımları yukarı bakacak şekilde yerleştirelim…Suyumuzu ilave edip şekerimizi üzerlerine serpelim eğer siz çok tatlı olsun istiyorsanız şeker ölçünüzü arttırabilirsiniz , karanfil , ayva çekirdekleri ,ve çubuk tarçınımızı da koyup kısık ateşte yaklaşık 1,5 saat kadar pişirelim…

    Açıkçası ben gıda boyası kullanmayı düşünmüyordum çünkü annem hiç kullanmazdı ama sanırım ayvalarım kar yediğinden dolayı sertliğini kaybetmişti ve yumuşama işlemi bihayli erken başladığından renk almıyacağını düşündüm ve bu esnada kırmızı gıda boyası ilave ettim …Ayrıca bir arkadaşım bana Hibüsküs kullanmamı tavsiye önerdi hem lezzet hem de renk açısından bir dahaki sefer onu denemek gerekiyor…Denedikten sonra izlenimlerimi yazarım ve sizleride bilgilendiririm...

    Siz dilerseniz soyduğumuz ayvaların kabuklarını da ,çekirdekleri gibi atmayıp kaynatırken renk vermesi açısından kullanabilirsiniz…Bazılarınız hem tarçın hem karanfil ne alaka diyebilirsiniz anneciğimin şekerini dengelemesi açısından tatlılarımın şerbetinde mümkün olduğunca kullanmaya gayret ediyorum tercih sizin elbette ama inanın tatlılarımın pişerken evde bırakmış olduğu o nefisssss koku ertesi gün dahi misler gibi kokuttlu heryeri…Karanfili de sevgili kayınvalidem şerbetli tatlılarını yaparken koymayı tercih ederdi ve buda bana ondan kalma bir alışkanlık oldu …

   Bu arada yumuşamış olan ayvalarımız pişmiş demektir zaten sizde rahatlıkla anlıyacaksınız şerbeti peltemsi yoğun bir kıvam almışsa ayvalar yumuşaklığı rengi ve  kokusuyla bunu yansıtacaktır size…
Servis tabağımıza alıp soğuttuğumuz ayvalarımızın üzerine kaymak ve antep fıstığı ilave ederk servise hazır hale getirebilirsiniz…

Afiyet Olsun…

  

11 Aralık 2013 Çarşamba

Cevizli Kurabiye...




       Malzemeler

  • 200 gr tereyağ
  • 2 adet yumurta (1tanesinin akı üzeri için ayrılacak)
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ceviz toz haline getirilmiş
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Aldığı kadar un
      Üzeri için
  • 1 yumurta akı (ayırmış olduğumuz )
  • 1/2 su bardağı ceviz
  • 1/2 çay bardağı şeker

     Yapılışı : Oda sıcaklığında yumuşamış tereyağ ve diğer malzemeleri kariştırma kabımıza alıp güzelce yoğuruyoruz… Kulak memesinden biraz sert bir kıvama gelince hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde kopartıp yuvarlıyoruz…  Önce yumurta akına sonra toz şekerle karıştırdığımız cevize batırıp yağlı kağıt sermiş olduğumuz fırın tepsimize aralıklı yerleştiriyoruz…

    180 C fırında 20 -25 dakika kadar pişiriyoruz…

Afiyet Olsun...

10 Aralık 2013 Salı

COCOSTAR…. ( Kokostar )

      Sevgili Dostlar bugün sizlerle nefisss ve farklı bir tarif paylaşıcam …

   Bu güzel tarifi Sevgili Cahide Jibek Hanım'ın sitesinde gördüm ve ilk deniyeceğim tariflerin arasına aldım  iyiki de öyle yapmışım…

   Bu güzel ve farklı tarifi bizimle paylaştırğı ve benimde sizlerle paylaşmama müsade ettiği için kendisine selam ve saygılarımı gönderiyorum…

   Cococstar Tarifi için teşekkürler Cahide Sultan….Sevgiler…


       Malzemeler

  • 1 su bardağı + 2 yemek kaşığı şeker
  • 5 yemek kaşığı su
  • 5-6 damla limon suyu
  • 100 gr tereyağ
  • 3 yemek kaşığı krema yada 80 gr süt kaymağı
  • 2,5 su bardağı hindistan cevizi
  • 1 tatlı kaşığı vanilya

      Üzerini kaplamak için

  • 3 paket bitter çikolata
        Ben 240 gr kuvertur çikolata ve 200 gr 'lık kremadan 3 yemek kaşığı kullandıktan sonra gerisini ganaj yapmak için kullandım…

   Yapılışı: Şeker ,limon suyu ve 5 yemek kaşığı suyu tencereye koyup güzelce karıştıralım ve kaynamaya bırakalım…Arada bir karıştırıp şekerin iyice karışmasını sağlayalım…Şekerimiz tamamen eriyip kaynamaya başladığında karamellerşmesine izin vermeden teryağını ekleyelim ve tereyağımız eridikten sonra krema yada kaymağı ilave edelim …Ocağımızın altını kapatalım…Kremamız yada kaymağımız eriyince hindistan cevizi ve vanilyamızı da ilave edelim ve güzelce karıştıralım…Yağlı kağıt serdiğimiz bir tepsiye hazırladığımız malzememizi döküp spatulla güzelce yayalım en az 1 cm kalınlığında olacak şekilde düzeltelim…Ardından donması için buzdolabında 1 saat kadar bekletelim…



    Dolapta bekletip donmasını sağladığımız cocostarı dilediğimiz boyutlarda keselim…

   Bu arada Sevgili Cahide Hanım Çikolatayı benmari usunlü eritip cocostarları çikolayata batırarak tarifini hazırlamış arzu ederseniz tarifin orjinaline bakabilirisiniz…Ben yukarıda da belirttiğim gibi kremamın kalanını üzerinde kullanmak istediğimden dolayı öncelikle kremamı kaynama noktasına gelene kadar ocakta tutup ardından çikolatalarımı parçalayarak kremamla güzelce karıştırdım ve biraz soğuduktan cocostar ' larımın üzerini  bu şekilde kapladım tercih sizin…

  Böylece hem kremamı ziyan etmemiş hem de parlak bir görünüm elde etmiş oldum... Ayrıca yoğun bitter çikolatanın lezzetine kremanın yumuşak ve leziz dokusunun da lezzetini arttırdığımı hissettim…Tercih ve yaratıcılık size kalmış artık…

   Çikolatayla kaplama işlemi bittikten sonra 1 saat kadar buzdolabında bekletelim çikolata tamamen donduğunda bu müthiş lezzetin tadına bakma ve sevdiklerimize ikram etme vakti gelmiş demektir…

Afiyetler Olsun...

6 Aralık 2013 Cuma

Yayla Çorbası...

   Çorbasız akşam yemeği düşünemeyenlerdenim ve farkettim ki çorba tariflerime fazla yer vermemişim 
Yayla çorbası hemen hepimizin bildiği soğuk kış akşamlarında içimizi ısıtacak misss gibi vazgeçilmez lezzetlerimizden …
  Sevgilerimle …
  Buyrun tarife ...




       Malzemeler

  • 3 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı pirinç
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1 adet yumurta sarısı
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane ve 1 kaşık tereyağ üzeri için
  • Tuz
   Yapılışı : Öncelikle pirincimizi yıkayalım ve süzelim... Çorba tenceremize tereyağımızı ve 1 yemek kaşığı unumuzu alalım ve unun kokusu çıkana kadar kavuralım…

    Diğer yandan da yoğurt ve yumurta sarımızı bir kasede güzelce çırpalım ve  sıcak su ilave ederek çorbamızın kesilmesini önlemek için ılıştıralım …Kavurmuş olduğumuz un ve tereyağımıza sıcak suyla ılıştırdığımız yoğurdumuzu ekleyelim çırpıcı yardımıyla karıştırmaya devam edelim ve çorbamıza 1litre kadar su ilave edip pirinçlerimiz ekleyip kaynamaya bırakalım ama bu esnada da karıştırmayı ihmal etmeyelim ki topaklanma olmasın çorbamızda…

  Kaynayan çorbamızın altını kısalım , ardından tuzumuzu ilave edelim … Bu arada bir kaşık kadar  tereyağını tavamıza alıp nanemizi yakalım ve çorbamızın üzerine gezdirerek ocağımızın altını kapatalım ve sıcak servis edelim…


Afiyet olsun…





4 Aralık 2013 Çarşamba

Ispanaklı Peynirli Poğaça

    Dün gece çok ama çok sevdiğim Vişnap'ımla sohbet ederken televizonda Melek Programının tekrarına rastladım genelde tv izleyenlerden olmamama rağmen ayranlı ıspanaklı poğaça tarifinden bahsediyordu Sevgili Sahrap Soysal ... Melek Baykal tadının nefissss olduğundan bahsetti ve  Sahrap Hanım içersinde mayonez olmasından dolayı  poğaçalarımızda kullanırsak bayatlamasını geçiktireceğinden bahseden bir konuşma ilgimi çekti  hemen tarifi telefonumun kamerasıyla kaydettim …

   Bende bir huy vardır aklıma geleni o gün yapmazsam yada yemezsem kendimi rahatsız hissederim  sabah ilk işim marketimden ıspanak almak oldu günlük rutin işlerimi bitirip yemeğimi hazırladıktan sonra ıspanaklarımı güzelce yıkayıp sirkeli suda beklemeye aldım ama yapana kadar da bihayli sabırsızlandım doğrusu ve iyiki de yapmışım …

   Malesef ki bayatlamasıyla ilgili kontrolümü yapmaya fırsat kalmadan komşularım ve biz hemen tüketiverdik poğaçaları mutlaka denemelisiniz derim…

     Poğaçanın asıl tarifinde yumurta beyazı ve peynir yoktu ben ilave etmeyi uygun buldum mayonez ve ayranın ölçüsünüde biraz arttırdım birde benim klasik olan şekerimi eklemeyide ihmal etmedim çok da güzel oldu...

   Bu güzel tarif için çoook teşekkürler Sahrap Soysal




        Malzemeler

  • 100 gr yumuşak margarin yada tereyağ
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı ayran
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1 adet yumurta (sarısı üzeri için ayrılacak)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı mayonez
  • 1 demet ıspanak
  • Aldığı kadar un
       İç Malzemesi İçin
  •  200 gr Ezine beyaz peynir
         Üzeri için
  • 1 adet yumurtanın sarısı (akını hamurunda kullanıcaz)
  • Çörekotu yada susam

   Yapılışı : Öncelikle ıspanaklarımızı bol suyla güzelce yıkalyalım ve sirkeli suda bekletelim…Daha sonra tekrar güzelce sudan geçirelim ve süzelim…Sadece yapraklarını ince ince kıyalım …

Yoğurma kabımızın içersine yumuşamış margarin sıvıyağ ve ayranı doğramış olduğumuz ıspanağımızı ,mayonez,tuz,yumurta akı,şeker  ve kabartma tozunu ilave edip kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edene kadar yaklaşık 4 su bardağı un ilave edelim yoğuralım…

Hamurumuzu biraz dinlendirelim ve hemen akabinde arzu etiğimiz ölçüde bezeler alıp avcumuzda açıp peynir yerleştirip  D şeklinde kapatalım yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine dizelim ve üzerlerine fırça yardımıyla yumurta sarısı sürdükten sonra susam yada çörekotu serperek önceden ısıtılmış 180 C deki fırınımızda 30 dakika kadar pişirelim ve sıcacık servise sunalım….




Afiyetler Olsun…


3 Aralık 2013 Salı

AŞURE...

   Bugün Muharrem Ayının son günü ve hepinizin bildiği gibi aşuremi 10 gün önce yapıp dağıtmıştım ve sonrasında grip oluşumdan dolayı tarifini ancak yayınlıyorum lütfen kusuruma bakmayın... 




        Malzemeler
  • 1 kg aşurelik buğday
  • 500 gr nohut 
  • 500 gr kuru fasulye
  • 500 gr kurutulmuş sarı üzüm
  • 500 gr mısır 
  • 1 su bardağı pirinç
  • 2 kilo şeker
  • 500 gr kayısı 
  • 500 gr incir 
  • 1 tutam tuz
     Üzeri İçin
  • 3 adet nar
  • 250 gr badem
  • 250 gr ceviz 
  • 250 gr fındık
  • 150 gr dolmalık fıstık
  • 250 gr file Antep Fıstığı
  • 100 gr Tarçın
  • 100 gr susam
  • 100 gr hindistan cevizi
  • 4-5 adet karanfil bir cezve su ile kaynatılıp isenirse süsleme sonrasında üzeri için

  Yapılışı : Buğday , kuru fasulye, nohut ayrı ayrı kaplara koyulup üzerine su ilave edilip bir gece bekletelim… Sabah olunca sularını süzerek ayrı tencerelerde üzerini geçecek kadar suyla haşlayalım …

  Buğdayımızı  aşureyi kaynatacak olduğumuz büyük tencerede kısık ateşe koyalım ki suyunu süzmeden diğer malzemeleri ilave edeceğimiz için ön hazırlığımızı yapmış olalım… Kaynamaya bıraktığımız bakliyatlarımızın üzerinde oluşan köpükleri kevgir yardımıyla alalım ve iyice pişinceye kadar kaynatmaya devam edelim…

   Bu arada kuru üzümü ayrı bir kabın içersinde ıslatalım ki sarı suyuu bıraksın…İncir ve kayısılarımızı güzelce yıkayıp süzdükten sonra havlu kağıdın üzerinde bekletelim ve arzu ettiğimiz büyüklükte doğrayalım ben genelde 9 eşit parçaya bölmeyi tercih ederim çok büyük olmasından hoşlanmadığımdan dolayı…Kuş üzümlerimizin de saplarını dikkatlice ayıklıyalım ve yıkayıp süzelim ardından havlu kağıtla yada temiz  mutfak bezimizin üzerinde  kurutalım…

  Narlarımızı güzelce ayıklayalım derken aklıma geldi narı ayıklamak genelde hepimizin en çok zorlandığı şeydir aslında çok pratik bir yöntemi var aklıma gelmişken sizlerle de paylaşayım istedim .. Narın sap kısmından bir bıçak yardımıyla kare şeklinde kesip kapağı kaldırdıktan sonra beyaz zarlarını ve tanelerini göreceksiniz…İşte o beyaz zar kısmında bıçağımızla portakalı keser gibi yukardan aşağı doğru kesip bölersek nar tanelerini zedelemeden bir çırpıda çıkarabildiğinizi göreceksiniz benden söylemesi...

   Bu arada haşlanmakta olan fasulye ve nohudumuzun kontrolünü yapalım ve altını kapatalım süzelim…Buğdayımızın suyu çorba kıvamına geldiği zaman nohut ,kurufasulye ,mısır ve pirincimizi de ilave edelim birlikte biraz kaynadıktan sonra kıvamı koyu gelirse sıcak su ilavesi yapabilirsiniz su ölçüsü vermiyorum çünkü her bakliyatın cinsine göre pişerken gerekli su miktarı değişebilir bu arada sürekli karıştırmayı ihmal etmeyelim ki aşuremizin  dibi tutmasın… Birkaç taşım kaynattığımız helmelenmiş olan balkiyatlarımıza artık kayısı, incir ve üzümü ilave edelim…Tüm malzememizi birleştirip biraz daha kaynattıktan sonra şekerimizi ilave edelim şeker ölçüsünü damak tadınıza göre arttırıp eksiltebilirsiniz ve biraz daha kaynattıktan sonra aşuremizi ocaktan alalım ve kepçe yardımıyla kaselerimize boşaltalım …
   
   Aşure pişirilirken bazıları  nişasta ilavesi yapabiliyor ben yapmaya gerek duymadım çünkü aşureme incirleri en son ilave ettiğimden dolayı rengi gayet güzeldi ve ayrıca kıvamı yerinde olduğundan nişasta ilavesi gerekmedi ama eğer suyu fazla kaçırdıysanız bağlamak için 1 bardak sütün içersine nişasta ilave edebilirisniz yada dilerseniz buğdayımızı pişirirken 1 su bardağı kadarını ayırıp blenderdan geçirip saha sonra kaynamakta olan aşureye ilave edebilirsiniz …

   Kaselere bölüştürdüğümüz aşurelerimiz biraz soğuyup üzeri kabuk bağladığında dilediğiniz şekilde badem fındık fıstık kuş üzümü tarçın hindistan cevizi ,susam ve narla süsledikten sonra malzemeleri yazarken belittiğim gibi dilerseniz 3-5 adet karanfil tanesini bir cezvede kaynatarak kaselerin üzerine 1 çay kaşığı dökebilirsiniz yada gülsuyu ilave edebilirisiniz …Bu tadlara alışık olmayanlar açısından dağıtacağımız aşureye koymayı ben tercih etmedim ama aslında karanfilin o hoş tadını aşuremi yerken damağımda hissetmekten çok hoşlanırım…



  Not :Bu miktarlarla toplam 55 kase aşure çıkıyor siz yarı malzemeleri kullanabilirsiniz …Malum bizimkisi anne evinde pişirilen aşure ve dağıtılacak komşumuz çok ALLAH'a şükürler olsun ki...

  ALLAH hepimizin aşuresini kabul etsin…Rabbim bolluk ve bereket nasip eylesin inşallah…Amin…



Afiyetler Olsun...


2 Aralık 2013 Pazartesi

Muzlu Rulo Pasta...






       Malzemeler

         Keki İçin 

  • 4 adet yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağından 1 parmak eksik un
  • 1 dolu yemek kaşığı nişasta
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 paket kakao
  • 1 paket vanilya 
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 fiske tuz
  • 1/2 çay kaşığı limon suyu
  • 1/ 2 çay bardağı sıcak su
       Ara Kreması İçin
  • 250 ml süt (1 su bardağı + 1/4 su bardağı )
  • 1 adet yumurta
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı un
  • 50 gr tereyağ
  • 2-3 damla Dr. Oetker Badem Aroması


  Yapılışı: Öncelikle kekimiz için yumurtalarımızın sarılarını ve aklarını birbirinden ayıralım yumurtalarımızın akını karıştırma kabımıza bir fiske tuz atarak kar beyaz haline gelene kadar güzelce çırpalım ve ardından sarılarını da şekerimizi ilave ederk güzelce çırpalım…Bir başka kabın içersinde elemiş olduğumuz  un , nişasta ,vanilyayı güzelce harmanlıyalım bu aşamada kakaoyuda ilave ederim genelde ama bugün yapacağımız kekin içinden 1 bardak renklendirmek için ayıracağımızdan dolayı kakaoyu daha sonra ilave edeceğiz…

   Çırparak kar haline getirdiğimiz yumurta aklarına ,şekerle birlikte çırptığımız yumurta sarısını ilave edelim ve spatul yardımıyla alttan yukarı doğru katlayarak yumurta aklarımızı söndürmemeye dikkat ederek güzelce karıştıralım ve katı malzemelerimizi ekleyelim bu esnada yağ,sıcak suyumuz ve limon suyumuzu da ilave edelim karıştıralım…

   Karıştırdığımız kek malzememizden 1 çay bardağı ayıralım renklendirmek üzere ve aşağıda bahsettiğim işlemi yapalım…Ardından da kakaomuzu da ilave edip güzelce karıştıralım…

  Bu arada ara kreması için muhallebimizi hazırlayalım ve soğumaya bırakalım...

   Uzun zaman önce eşim You Tube 'da video izlerken yabancı bir blogger'ın videosuna rastlamış ve bana ilgini çeker belki bir bak dedi şirin bir hanım tarafından rulo pasta tabanı yapımına rastladım kendisinin hazır kalpli şemaları vardı yağlı kağıdın altına şemayı yerleştirip kek  hamurunun bir kısmından ayırıp bir kaç damla gıda boyası damlatıp şırınga yardımıyla kalplerin içersini doldurup fırında bir kaç dakika beklettikten sonra kalan kek hamurunuda yağlı kağıdın üzerine döküp fırına verdi…

   Bende mantar bir şişe kapağıyla yağlı kağıdımın üzerine kurşun kalem yardımıyla belli aralıklarla yuvarlaklar çizdim ve yağlı kağıdın üzerine renklendirdiğim kek hamurumdan bir çay bardağı ayırdım ve içersine 2 damla gıda boyası damlatarak karıştırdım ve sıkma torbasına alıp hazırlamış olduğum yuvarlakların içersini pembe renkle doldurdum ve ısıtılmış fırında 2 dakika kadar tutup hazırladığım kek hamurumu üzerine döküp spatul yardımıyla düzelttikten sonra tekrar fırına verip 180 C ısıtılmış fırında 15 dakikada kekimi pişirdim…

 Fırından çıkardığım keki nemli bir bez yardımıyla rulo haline getirdim ve nemli bez örterek biraz soğuduktan sonra hazırladığımız ve soğuttuğumuz  muhallebimizi üzerine güzelce sürelim ve arasına 2 adet muzu yerleştirelim isterseniz fındık, fıstık ve damla çikolata ilave edebilirsiniz yada farklı meyveler kullanabilirsiniz ben muhallebimde farklı bir lezzet vermesi açısından badem aroması kullandığım için herhangi bir şey kullanmamayı tecih ettim ve sadece muz kullandım... Rulo şeklinde sarıp buzdolabında beklettikten sonra servis edelim…




Afiyetler Olsun…


  

30 Kasım 2013 Cumartesi

Tarifsiz Çılbır Tarifi...

Nur içinde yat varoluş sebebim..





    Hani bazı haller vardır insanın eli ayağı kalkmaz ağrısından ne yapacağını bilemez değil mutfağa gidip yemek yapmak nefes almak bile zor gelir insana o kadar kötüsünüzdür hani ama neylersiniz ki yaşamak için yemek lazım yemek içinde kalkıp birşeyler yapmak dimi ama …

    Ben Hashimato adında Tiroid ve Hipertansiyonu hastalığı olan biri olarak aslında hiç üşengeç de değilimdir ama TSH  denilen kan sayımındaki değerim 135 lere filan çıktığında yada  0 sıfırın altına indiğinde  T3 ve T4 değerlerim farklılaştığında tarif ettiğim durumları yaşarım kalp çarpıntısı ve dil büyümesi de cabasıdır ama yinede evde yemek yemeyi bekleyen bir prensesim canımıniçi anneciğim ve yakışıklı kocama pişirmem gereken mamalar mevcutken uzanıp yatamam doğrusu…

   İşte o günlerden birinde yapmıştım bu güzel çılbırı aslında çok severim ama sadece zor günlerimde ilaç gibi gelir çünkü lezzetine diyecek yoktur ama yemekten de sayılmaz aperatif yada atıştırmalık gibi bir şey işte yanında yine de birşeyler yapılması gereken protein değeri yüksek ama gözlerimizi ve midemizi pek doyurmayan güzel mi güzel bu tarifi paylaşalım bakalım bugünde sizlerle...

  Aslında hayat bugünlerde beni hem yoruyor hemde çooook kırıyor , normalde hayattan zevk almasını ve aldığım her nefes için şükretmesini bilenlerdenim çok şükür ki ama insanlar artık beni fazla yıpratmaya başladı ve ben bu duruma hiçbir zaman engel olamıyorum yüzüm yumuşak sanırım…

  Sadece işleri düştüğünde canım cicim deyip zor günümde yanımda olmayan tüm eş, dost akraba ve yakınlarım ben size yine de teşekkür ederim bana hayatı daha iyi anlamamı sağladığınız için… Hayat bazılarına çok cömert davranırken bazılarınada çok büyük yükler yüklüyor sanırım… Bende yükü bihayli sırtlayan insanlardanım...

   Ama sadece ben değil annem ,ablam ve eşim de öyle hatta rahmetli babacığımda öyleydi o da bunca vefasızlığa daha fazla dayanamadan 59 yaşında bizleri bıraktı ve gitti çooook uzaklara bir daha dönmemek üzere...Oysaki canım mavişim babişkomda melekler meleği dünya tatlısı bir insandı... Hayat ondan 6 yaşında babasını 7 yaşında da annesini almıştı... Akrabaları sahip çıkmış tabi sahip çıkmış derken malı mülküne de ama malesefki çok erken iş hayatına atılmış ve ayakları üzerinde dimdik durmayı başarmıştı babacığım...

   Taki o illet hastalığa yakalanıncaya kadar hoş yine de bir gün bile ahhh demedi hastayım diye yan gelip yatmadı hatta hayat ona mucizeleriniz bile gösterdi... 3 ay ömrün kaldı dedikleri halde Başhekimin biri hemde yüzüne karşı patttt diye ona rağmen hayata tutundu 2,5 yıl ve öyleki Akciğerindeki o 3. üncü evredeki 11 cm 'lik küçük hücreli korsinomlu akciğer CA dan eser bile kalmamıştı ve mutluluktan uçuyorduk ki Ayder tatili sonrası uçaktan indiğimiz gün çekilen emarımızda Pankreas metastasından bahsedildi...  İstanbul Tıp Fakültesi Çapa Onkolojideki Prof. Dr.Yeşim Hanım bize öyle bir haber verdiki 3  gün yada 1 ay ama malesef son evreye geldik yapılacak hiçbirşey yok ama sadece bir ilaç daha deneyebiliriz ailecek karar  vermeniz gerekir dedi lakin hasarlarının da çok büyük olduğundan bahsetti bize Rahmetli Babacım o gün takati kalmadığından emar sonrası  ilk kez hastaneye gelmemişti bizimle ve Yeşim Hanım beklediği bir durum olduğunu  bizimle yalnız konuşmasının iyi olacağından bahsetti  biz ablamla ağlaya ağlaya evin yolunu tuttuk...

   Ne yapacağımızı şaşırdık ve sevgili büyük dayıcığıma telefon açıp kendisiyle bir şey konuşacağımızı söyledik ve ona açıldık zaten evde babama hissettirmemek için , içimiz kan ağlarken gülüyorduk her daim olduğu gibi o zamanlar çalışıyordum da babama dayıma kahve içmeye ineceğimizi söyledik ve dayımın evininin yolunu tuttuk tabi hüngür hüngür neden o kadar ağlıyordunuz derseniz o güne kadar hep babacığımın yanında güldük içimize ağladık ama son duyduklarımız artık içimizdeki volkanı patlatmış gözyaşlarımız lav gibi akarken içimiz yanıp kavruluyordu ..

   İşte böyle dostlar sonra dayıcığımla artılarını eksilerini konuştuk ve kararı bizim vermemiz gerektiğini söyledi ...Top yine ablam ve bendeydi tüm yük omuzlarımıza binmişti nasıl bir karadı bu ALLAH'ım nasıl bir aşama ya 3 gün yaşayacak yada ilaç sayesinde 1 ay bilemedin iyimser tablodada en fazla 3 ay tabi bizde ablacığımla içimizde uhte kalmaması adına denemeye karar verdik o ilacı çünkü bizim için bir gün değil booncuk gözlümle yaşıyacağımız 1 dakika bile çok önemliydi çünkü o bizim babamızdı canımızdı...Her kız evladının olduğu gibi babalarına aşık 2 kız çocuğuyduk biz...Bize bir kere bile kızmak şöyle dusun babam sesini bile yükseltmemişti hiç bir zaman kırmamıştı ne bizi ne de bir başka hiç bir kulu kırmamış bir melekti o ...Neyse biz kararımız verdik ve Dr .telefonla bildirdik ve ilaçlarımız teslim almak üzere yola koyulduk salya sümük...Ve ne mi oldu sonunda o ilaçlardan sadece bir kür aldı babacığım ama en azından 1 ay daha bizimle yaşadı...Ne acıdırki hep kaybetme korkusuyla yaşamış olmamıza rağmen son konuşmamızdan sonra yerdemi gökdemiydik yaşayan ölülermiydik hatırlamıyoruz o anları her an kaybetme korkusu nedir bilirmisiniz bilmem ama biz bu duyduyla uzun yıllar yaşadık ve halen de yaşıyoruz babacığımı kaybettik ama aynı duyguları sevgili prensesim canımıniçi anneciğimde de yaşıyoruz...Yani yine içimiz kan ağlarken yüzümüz gülüyor tabiri caizse Polyannacılık oynuyoruz hayatla resmen...

   Ayrıca bildiğiniz gibi ALLAH bunca süreci yaşarken dünyanın meyvesi bir evlat da nasip etmedi bizlere yüce mevlam vardır elbet bir bildiği dedik üstünü örttük geçtik... Diyeceğim o ki dostlar o kadar büyük acılar ve duygu çöküntüleri yaşadık ki şu hayatta artık insanların yaptıkları sadece içimde kalan lavlardan kor haline dönen ateşi körüklüyor sadece...

    26 Şubat sabahı işe gitmek üzere yola koyulduğumda babacığımı öpüp kokladım sarıldım helalik istedim ve bana dediki kızım bu akşam gelme Sefaköy'e git yarın doğum günün ve bende uzun zamandır senin evine gelmiyorum doğum gününü evde yapalım ben annen ve ablanla atlarım bir taksiye gelirim evde kutlama yaparız uzun zamandır eve gitmiyorsun bir toparla evi yarın görüşürüz dedi ...Tamam babacım yarın görüşürüz dedim ve işe gittim...Akşam dönünce evi aradım ve ablamla annemle konuştuk rahmetli babamın iyi olduğunu banyosunu yapıp benim almış olduğumve çok severek kullandığı  pijamalarını giyip annemden portakal istediğini belirtti ve babacım ben soyarım dedim ama illaki annemin elinden yiyecekmiş Emelcim dedi ablam ve portakalını yedikten sonra tabakta kalan  bir dilimi elleriyle ablamın ağzına vermiş bir dilimde anneciğimin son dilimide kendisi yemiş ve uykuya dalmış… O yüzden ben konuşamadım telefonla ablam merak edecek bir şey yok gayet iyi babam dedi yarın gelince görüşürüz dedi ve telefonu kapattık… Ben biraz evi toparladıktan sonra saat 1.30 gibi yattım tam yastığa başımı koymuşum ki acı acı çalan bir telefonla odaya doğru ilerledim eşim telefonu bende önce açtı konuşt ve bana sarılıp başımız sağolsun dedi… Evet babam artık yoktu dünyam kararmıştı nasıl olurda 2,5 yıl bir akşam bile bırakmadığım babacığımı kıramadığımdan dolayı eve giderdim ben kendimi o yüzden hiç affetmedim ...

  Zaten ablacım canım benim bizden hemen sonra dayımı aramış bir çırpıda gelivermiş ki, babacığımın öldüğüne inanamamışlar çünkü gülümsüyormuş ve nefes alıyormuş gibi gelmiş onlara ama babacığımın ayaklar buz kesmeye başlamış ve tek gözü açık kalmış dayıcığım kapatamamış tek gözünü tam o sırada ben geldim  dayım bir kere daha yüzünü açıp gözünü kapatıcaktı ki ben gelince kendiliğinden kapanmıştı yani anlıycağınız ben o gün bugündür 30 yaşıma bastığımdan beri doğum günümü en acı günüm olarak tanımlarım beni tanıyan herkez bunu çok iyi bilir…

   27 şubat 2005 en acı günümdü benim dostlar...

   İşte bu kaybetme korkusu yüzünden anneciğimi bırakıpta evime gidemem ablam yanında olmasına rağmen aynı acıyı yaşarım diye hep korkarım malum tarih tekerrürden ibarettir inşallah öyle olmaz ama alın yazısı işte bizler bu hayatta yazılmışları oynayan figüranlar değilmiyiz sizce ALLAH'ın bize verdiği akıl ve fikir sayesinde önümüze çıkan yol ayrımlarında iyi yada kötüyü seçme özgürlüğü bize verilmiş elbette ama yinede bütün yolların sonucunda yazılmışlar çıkar karşımıza en azından ben böyle düşünüyorum doğru yada yanlış bilemem...

  Blog yazmaya başlamamdaki en büyük sebep yalnızlık hissime bir meşgale gerçekte olmayan insanların sanal alemdeki samimi duygularını ifade edişe kapıldım bu yüzden daha fazla sarıldım bloguma ama gel görki bu dünyada fazla gerçek ve dürüst olmuycaksın samimi duygularını insanlar kendi yapmacıklıklarıyla karıştırıyor… Herşeyden önemlisi insanlar körler sağırlar birbirini ağırlar misali blogdaşlar arasında bile inanılmaz şeyler yaşıyorum ve şok üstüne şok oluyorum ...Vefa denilen şey parayla pulla ifade edilebilseydi sanırım etrafta vefasız kimse kalmazdı… Sanırım burda doldum artık çünkü babacığımla olan olayları yazdığım anlar itibariyle klavyem su içinde kaldı...

  Çılbır tarifinden nerelere geldim bende anlamadım aslında o kadar doluyum ki bilemem kim okur kim okumaz ama ben içimi döktüm klavyemin tuşlarına yazım hatalarım yada anlatımdaki ifadelerimin anlamsızlığı için affınıza sığınırım kalın sağlıcakla...


         Malzemeler
  • 4 adet yumurta
  • 2 su bardağı su
  • 250 gr yoğurt
  • 1 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • 1tutam kırmızıbiber ,nane
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • Tuz




  Yapılışı: Tenceremize su ,tuz ve sirkemizi ilave edip kaynatalım sirke sayesinde yumurtalarımızı kırdığımızda dağılmasını engellemiş oluyoruz…Yumurtalarımız kaynayan suyumuza kırıp üzerleri beyazlaşınca kevgir yardımıyla sudan çıkartalım …Yoğurdumuzu bir diş sarımsakla ve bir miktar tuzla karıştıralım ve yumurtalarımızın üzerine dökelim…Tavamızda tereyağımızı eritip kızdıralım arzumuza göre kırmızı pul biber ve nane ilave ederek yumurtalarımızın üzerine ilave edelim …Sıcak servis yapalım…

29 Kasım 2013 Cuma

Elmalı Brownie...

    Kışın kapımızı çalıp soğukların iyice kendini hissettirdiği fakat güneşli bir günden güzel bir tarifle hepinize merhabalar diliyorum…Elma malumunuz kış aylarında en çok tükettiğimiz meyvaların başında gelir…

   Martha Stewart 'a ait bu güzel tarife rastlar rastlamaz hemen yapmalıyım dedim daha öncede tariflerini denediğim için tarifle ilgili hiç tereddüt etmeden malum evde mevcut olan malzemelerle  yapıp sizlerle paylaşmak istedim bu güzel tarifi…Hazırlaması 15 dakikanızı bile almıyacak olan bu tarifi denemeyen kalmasın derim…



    Malzemeler

  • 110 gr tereyağ
  • 1 su bardağı un
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1/4 çay kaşığı karbonat
  • 1 su bardağı şeker
  • 1/2 paket vanilya (ben ilave ettim siz kullanmıyabilirsiniz)
  • 1 adet büyük yumurta
  • 1/2 su bardağı kırılmış ceviz
  • 2 adet büyük sert elma


   Yapılışı: Öncelikle fırınımızı 175 derecede ısıtalım ve pişirme kabımızı güzelce yağlayalım…Elmalarımızın kabuklarını soyalım ve küp küp doğrayalaım…Karıştırma kabımızın içersinde un, tarçın,kabartma tozu,vanilya ,karbonat ve tuzu güzelce harmanlıyalım…

   Bir başka kabın içersinde tereyağ,şeker ve yumurtamızı iki dakika boyunca güzelce çırpalım …İçersine küp şeklinde doğradığımız elmalarımızı ve cevizlerimizide atıp karıştıralım ve bir kabın içersinde harmanlamış olduğumuz unlu karışımımızı da ilave edelim spatul yardımıyla güzelce karıştıralım…Borcam yada fırın kabımıza elde ettiğimiz karışımı güzelce yayalım ve üzeri hafif kararıp sertleşene kadar yaklaşık 35-40 dakika kadar fırınımızda pişirelim…

   Soğuduktan sonra 12 dilime ayıralım ve servis edelim dilerseniz üzerine pudra şekeri ve tarçın serperek servis edebilirsiniz ben öyle yaptım…

Afiyetler Olsun…



26 Kasım 2013 Salı

Bunu Blogumda Paylaşabilirim. Hürriyet Benim.



Hürriyet; gündeme dair cesur bir projeyle karşımızda. TBWA\ISTANBUL'un hazırladığı proje kısa zamanda oldukça ses getirdi. Din, dil, ırk, cinsiyet ayırt etmeden bireysel özgürlükleri konu alan projenin amacı Türkiye'nin dört bir yanından insanların hürriyetlerini dile getirmeleri ve seslerini duyurmaları...

Bu proje katılımcıların kendi hürriyetlerini anlatmaları için tasarlandı, katılımcılar videolarını oluştururken ilham versin diye de bir film hazırlandı.

Hürriyet, herkesi kendi hürriyet cümlelerini yazmaya ve hürriyet şarkılarını yaratmaya davet etti. Kullanıcılar içinde kendi fotoğraflarının da olduğu hürriyet filmleri yaratabiliyor ve bu filmleri sosyal medyada dilediğince paylaşabiliyor. Ayrıca seçtikleri mesaj ve fotoğraflarından oluşan bannerı hurriyet.com.tr sayfalarında yayınlanıyor. Kısaca proje tamamıyle interaktif bir proje olarak kurgulandı. www.hurriyetbenim.com üzerinden ilham verici videoyu seyredebilir, kendi video ve bannerınızı yaratabilirsiniz.

"Hürriyet Benim" filmi, daha TV’ye çıkmadan viral olarak sosyal medyada gösterildi ve çok kısa sürede yayılarak; sosyal medyada konuşulmaya ve paylaşılmaya başlandı. Kullanıcıların katkılarıyla yapılan klipleri Twitter'dan #hürriyetbenim hashtag'iyle takip edebilirsiniz.



Ben de kendi videomu oluşturdum ve benim için hürriyetin ne demek olduğunu anlattım. İzlemek için;

http://hurriyetbenim.hurriyet.com.tr/video.aspx?k=F21BFQNWJ1R



Bir boomads advertorial içeriğidir.



25 Kasım 2013 Pazartesi

Zeytinyağlı Yaprak Sarması

   Yapımı biraz zahmetli ama yemesi o kadar basit olan bir tarifim var sırada hanımlar...Hepinize mutlu ve keyif dolu günler diliyorum...Sevgilerimle…



         Malzemeler
  • Yarım kilo salamura asma yaprağı
  • 4 yada 5 adet kuru soğan
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 3 yemek kaşığı dolmalık fıstık (çam fıstığı )
  • 3 yemek kaşığı kuş üzümü
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 yemek kaşığı nane
  • 1tatlı kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 2 adet kesme şeker
  • 1 çay bardağı sıcak su
  • 1/2 limon
    Pişirirken kullanmak için
  • 2 su bardağı sıcak su
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağı
  • Arzuya göre 1/2 limon


   Yapılışı: Soğanlarımız yemeklik doğrayalım ve 1 çay zeytinyağı ve 3 yemek kaşığı dolmalık fıstıkla birlikte pembeleşinceye kadar kavuralım... 2 su bardağı pirincimizi yıkayıp süzdükten sonra tenceremize ilave edelim birkaç dakika kavuralım ...

    Ardından 1 yemek kaşığı kuru nane,1 tatlı kaşığı karabiber,1 tatlı kaşığı tarçın, 2 adet kesme şeker,3 yemek kaşığı kuş üzümü ,yarım limon suyu arzu ederseniz kıyılmış maydanoz ve 1 çay bardağı sıcak su ilave edelim güzelce karıştıralım ve kısık ateşte pirinçler suyunu çekene kadar demlenmeye bırakalım... Pirinçlerimiz suyunu çekince ocağımızın altını kapatalım...İç harcımız bir tabağa alıp soğumasını bekleyelim...


    Bu arada Salamura asma yapraklarımızı ılık suyla   4 yada 5 defa suyunu değiştirerek güzelce yıkayıp bol tuzundan arındıralım kafi gelmezse biraz suda bekletelim... Ardından iki avucumuzda sıkarak  sudan çıkarıp saplarını kopartalım ve sarmaya hazır hale getirelim...

   İç harcımız soğuduktan sonra yapraklarımız sarma işlemine başlıyabiliriz bazı hanımlarımız avuçlarının ortasına yaprağı koyarak iç harcını koyup sarmayı yaparlar ve soğanlarıda elinde doğrayan hamarat hanımlarımız mevcuttur buna benim ablam ve annemde dahildir...Ama ben doğrama  işlemlerinde mutlaka kesme tahtası kullanırım ve sarma yaparken de mutlaka tepsi yada masanın üzerine yaprağı güzelce sererek parlak yüzüyini alta verip mat tarafını kendime bakacak şekilde yerleştirir ve içersine 1 dolu tatlı kaşığı iç harcından koyarak sigara böreği yapar gibi yanlarını kapatır ve sonra sararım ...

   Pişirme aşamasına gelince tenceremizin dibine saramıyacağımız halde olan yapraklardan ve saplarından serelim ve üzerine sarmalarımızı güzelce dizip yerleştirelim bu işlem yaprak sarmamızın dibinin tutmamasını sağlayacaktır...İsterseniz üzerine de yaprak kapatıp yarım çay bardağı zeytinyağı gezdirelim ve ekşi olmasını isterseniz yarım limon suyunu ilave edip üstüne dolma taşı yada bir tabak kapatıp 2 subardağı sıcak su ekleyip tenceremizi orta ateşteki ocağa alabilirsiniz... Su kaynamaya başlayınca ateşi kısıp 30 dakika kadar pişirelim ve piştikten sonra sarmalarımızı soğutup servis tabağına alıp limon dilimleriyle servis edebilirsiniz....
  
    Sevgili dostlar elimden geldiğince resimlemeye çalıştım yardımcı olması açısından malum tariflerimizin çoğunu yemek yapmaya yeni başlayan yada evleninceye kadar bir yumurta bile kırmamış olan benim gibi sevgili blogcanlarımız için açıklayıcı anlatmaya gayret sarfediyorum çünlü böyle zamanlarda sevgili ablam ve annem telefonla desteklerini esirgemediler benden ve sonra sonra blog dünyasını keşfettim bende bilgi dağarcığımı internet ve annemin aldığı onlarca yemek kitap ve ansiklopedileri sayesinde genişletmeye çalıştım nacizane ...

   Malum ev hanımlarımız çok hamarat ve ben bunları öğrenmeye başlarken çoğu kitap bile çıkarmaya yetecek kadar bilgiye sahipler...



    Afiyet Olsun Efendim...

24 Kasım 2013 Pazar

Çikolatalı Tart..


       Malzemeler

       Tart İçin
  • 125 gr tereyağ
  • 1 çimdik tuz
  • 1 paket Dr Oetker Kakao 
  • 1/2 su bardağı pudra şekeri
  • 1 + 1/4 su bardağı un
  • 1 adet yumurta sarısı
  • 1 paket vanilya
       Ganaj için
  • 3 paket bitter çikolata (80 gr x 3 )
  • 1 paket krema (200 ml)

  Yapılışı: Un ,kakao ,şeker ve tuzu karıştırma kabımıza alıp karıştırdıktan sonra tereyağımızı küp küp doğrayıp  yumurta ve vanilyamızı da ilave edip ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz…Hamurumuzu buzdolabında 1 saat dinlendiriyoruz…

  Tart hamurumuzu dilerseniz küçük tart kalıplarına dilerseniz içi çıkarılabilen tart kalıbımıza yerleştirdikten sonra üzerine yağlı kağıt yerleştirelim ve hamurun kabarmaması için nohut yada fasulye koyalım ağırlık yapması için…

   180 C de ısıtılmış fırında 20 dakika kadar pişirdikten sonra üzerindeki yağlı kağıdı kaldıralım ve 5 dakika daha pişirelim ve soğumaya bırakalım…

  Çift tabanlı bir tencerede kremamızı kaynatalım ve çikolatalarımız parçaladıktan sonra içersine atıp eriyene kadar spatul yardımıyla karıştıralım ve ganajımızı hazırlayalım…Soğumaya bıraktığımız tartımızın üzerine sosumuzu dökelim ve buzdolabında 4-5 saat bekletelim ve dilimleyerek servis edelim…




Afiyetler Olsun…

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun...

 Başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bizlere emeği geçen tüm Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun…




      Sevgi , Saygı ve Hürmetlerimizle Tüm öğretmenlerimizin ellerinden öperiz...

19 Kasım 2013 Salı

Kakaolu Muffin...



          Malzemeler
  • 3 adet yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1/2 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 2-2,5 su bardağı un
   Yapılışı : Yumurta ve şekerimizi krema kıvamına gelene kadar mikser yardımıyla çırpıyoruz…Unumuzu eleyip , kabartma tozu, kakao ve vanilyamızı ayrı bir kapta karıştıralım…

   Sıvı malzemelerimizi yani yağ ve yoğurdumuzu da çırpıp krema kıvamına getirdiğimiz yumurta ve şekere ilave edip karıştıralım ve son olarakda eleyerek karıştırdığımız un, kakao, kabartma tozu ve vanilyamızı da ilave edip spatul yardımıyla karıştıralım ve muffın kabımıza muffin kalıplarımız yerleştirelim ve içlerine kek malzememizden koyup paylaştıralım…




  Önceden ısıtılmış 180 C fırında yaklaşık 15 dakika kadar pişirelim…Zaman ve ısı ayarı fırına göre değişebilir…Kürdan kontrolü yapalım ve muffinlerimizden birine batırdığımız kürdanımız temiz çıkarsa pişmiş demektir…

  Fırından çıkartıp soğumasını bekledikten sonra üzerine pudra şekeri dökerek yada dilediğiniz şekilde krema yada eritilmiş çikolata ile servis edebilirsiniz…



Afiyetler Olsun…
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...